top of page

“Şuurun Maksatlılığı” Ne Demektir?

Güncelleme tarihi: 6 May

Felsefede "şuurun maksatlılığı/yönelimselliği" (intentionality of consciousness), özellikle fenomenoloji ve zihin felsefesi bağlamında, şuurun doğasının daima bir şeye yönelmiş olduğunu ifade eder. Husserl’in ifadesiyle, şuur her zaman "bir şeyin şuuru"dur. "Salt şuur" diye boş, nesnesiz bir şuur tasavvur edilemez.


Kısaca: Şuur hiçbir zaman "yalnızca kendi başına" değildir; hep bir nesneye, bir içeriğe, bir varlığa ya da bir duruma yönelir. Şuurun yöneldiği şey dış dünyadaki bir nesne de olabilir, zihindeki bir hayal de. Önemli olan "yönelme"dir, içeriğin gerçek olup olmaması değil. Şuurun kendi kendisini idrakı (refleksif şuur) bile bir maksatlılık taşır: "Kendimi düşünüyorum" derken bile şuur, kendisini bir "özne-nesne ayrımı" içinde algılar.


Özetle şuur, kendi başına nötr bir fenomen değildir; daima bir şeye doğru bir akış, bir yönelim ifade eder. Bazı filozoflara göre (ilk akla gelen isim, Sartre), şuur tam da "kendi kendine hiçbir şey olmamak", sadece "nesnesine fırlamak" demek olduğu için "özünde eksik"tir. O yüzden insan varlığı daima bir "atılım" (ekstaz) halindedir. Ancak gelin, onu da başka bir tanımda anlatalım: “İnsanın Eksikliği” başlığı altında.

"Eski usullerle İslam’ın öğretilmesi devri artık bitti. Ümmî imanı kalmadı.

Şimdi yeni şeyler söylemek lâzım… Allah’a giden yol sonsuz sayıdadır.

Resim, müzik, şiir, roman, mimari, tiyatro; sonsuz…

Bunlar arasından bir yol bulup o yolun dervişi olmaya bakın!"​​

Salih Mirzabeyoğlu

bottom of page